Ameliyatsız kalp deliği kapatılması, tıp teknolojisindeki gelişmeler sayesinde, doğuştan gelen kalp deliklerinin (septal defektler) tedavisinde çığır açan, modern ve hasta konforu odaklı bir yöntemdir. Geçmişte bu tür rahatsızlıklar için tek seçenek açık kalp ameliyatı iken, günümüzde artık kasık damarından girilerek, göğüs kafesi açılmadan ve herhangi bir kesi izi bırakmadan bu delikler başarılı bir şekilde kapatılabilmektedir.
Bu yenilikçi yaklaşım, hastaların operasyon sonrası ağrısını en aza indirir, hastanede kalış süresini kısaltır ve normal hayata çok daha hızlı bir şekilde dönmelerine olanak tanır.
Bu modern tedavi yöntemi, özellikle Atriyal Septal Defekt (ASD) gibi sık görülen kalp deliklerinde hasta konforunu ve yaşam kalitesini önemli ölçüde artırmaktadır.
Kliniğimizde, Samsun Kalp Doktoru olarak, bu yenilikçi tekniği kullanarak hastalarımızın sağlığına en kısa sürede ve en az müdahale ile kavuşmalarını hedefliyoruz. Bu yazımızda, kalp deliklerinin ne olduğunu, belirtilerini, kalbe olası etkilerini ve Samsun Kalp Doktoru uzmanlığında ameliyatsız kapatma işleminin nasıl güvenle gerçekleştirildiğini detaylarıyla ele alacağız.
Kalp Deliği Nasıl Anlaşılır?
Kalp deliği nasıl anlaşılır sorusunun ilk ve en önemli adımı, uzman bir kardiyolog tarafından yapılan fiziki muayenedir. Bu muayene sırasında doktorun, stetoskop ile kalbi dinlerken tipik bir "üfürüm" (kalpte üfleme sesi) duyması, kalp deliği şüphesini doğuran en yaygın bulgudur. Ancak her üfürüm kalp deliği anlamına gelmez; bu sesin karakteri, şiddeti ve duyulduğu yer, doktor için önemli bir yol göstericidir.
Fiziksel muayenedeki bulgulara ek olarak, özellikle deliğin boyutu büyükse, hastanın şikayetleri de tanıya yardımcı olur. Bebeklerde ve çocuklarda emerken veya oyun oynarken çabuk yorulma, sık sık solunum yolu enfeksiyonu geçirme, büyüme ve gelişme geriliği gibi belirtiler görülebilir.
Yetişkinlerde ise genellikle efor sarf ederken ortaya çıkan nefes darlığı, çarpıntı hissi, halsizlik ve ileri yaşlarda bacaklarda veya karında şişlik gibi durumlar kalp deliğine işaret edebilir.
Şüphelerin kesinleştirilmesi ve tanının netleştirilmesi için kullanılan altın standart yöntem ise Ekokardiyografi (EKO), yani kalp ultrasonudur. Ağrısız ve radyasyon içermeyen bu test ile kalp boşlukları, kapakçıklar ve kalbin duvarları detaylı olarak incelenir.
EKO sayesinde kalp deliğinin varlığı, tam olarak nerede olduğu, boyutu, kalbin diğer yapılarıyla ilişkisi ve delikten geçen kanın miktarı net bir şekilde ortaya konur. Bu bilgiler, hem tanıyı kesinleştirir hem de en uygun tedavi yönteminin (ameliyatsız veya cerrahi) planlanması için kritik öneme sahiptir.

Kalpte Delik Varsa Ne Olur?
Kalpte delik varsa ne olur sorusunun cevabı, deliğin büyüklüğüne ve konumuna göre değişmekle birlikte, en temel etkisi kalbin normal çalışma düzenini bozmasıdır.
Normalde birbirinden ayrı olması gereken kalbin sol ve sağ kulakçıkları (atrium) veya karıncıkları (ventrikül) arasındaki bu açıklık nedeniyle, oksijence zengin temiz kanın bir kısmı sol taraftan sağ tarafa geri kaçar. Bu durum, akciğerlere giden kan miktarını artırarak hem kalbin sağ tarafının hem de akciğer atardamarlarının üzerine fazladan bir iş yükü bindirir.
Bu fazladan kan akışı, yıllar içinde kalbin sağ kulakçık ve karıncığının genişlemesine yol açar.
Kalp, bu artan yükü telafi etmek için daha fazla çalışmak zorunda kalır. Başlangıçta bu durum herhangi bir belirti vermese de, özellikle 30’lu yaşlardan sonra hastalar efor sırasında nefes darlığı, çabuk yorulma, çarpıntı gibi şikayetler yaşamaya başlayabilirler.
Tedavi edilmediği takdirde, akciğerlere sürekli olarak yüksek basınçla kan pompalanması, akciğer damarlarında kalıcı hasara ve 'Pulmoner Hipertansiyon' adı verilen ciddi bir duruma neden olabilir. Bu tablo ilerlediğinde ise sağ kalp yetmezliği ve tehlikeli ritim bozuklukları (atriyal fibrilasyon gibi) gelişebilir.
Ayrıca, vücudun diğer bölgelerinde oluşan küçük kan pıhtılarının bu delikten geçerek beyne ulaşması (paradoksal emboli) sonucu genç yaşta inme (felç) riski de önemli bir endişe kaynağıdır. Bu nedenle, belirti vermese bile tespit edilen birçok kalp deliğinin kapatılması, bu uzun vadeli riskleri önlemek için kritik öneme sahiptir.
Kalp Deliklerinin Ameliyatsız Kapatılması
Kalp deliklerinin ameliyatsız kapatılması, uygun anatomiye sahip hastalarda, açık kalp ameliyatına gerek kalmaksızın, anjiyografi laboratuvarında gerçekleştirilen yüksek teknolojili bir transkateter yöntemidir.
Bu işlemde göğüs kafesi açılmaz; bunun yerine kasıktaki toplardamar (femoral ven) üzerinden ince bir kılıf (kateter) yardımıyla kalbe ulaşılır. Tüm süreç, floroskopi (X-ışını görüntüleme) ve ekokardiyografi rehberliğinde hassas bir şekilde yürütülür.
Bu kateterin içinden ilerletilen özel bir kapatma cihazı, kalp içindeki deliğe tam olarak konumlandırılır. Genellikle halk arasında "şemsiye" olarak bilinen bu cihazlar, nikel ve titanyum alaşımı gibi vücutla tam uyumlu, şekil hafızalı akıllı metallerden üretilmiştir.
Cihaz, deliğin her iki tarafında birer disk şeklinde açılarak iki duvar arasına güvenli bir şekilde oturur ve kan sızıntısını anında veya çok kısa bir süre içinde tamamen engeller.
İşlem genellikle genel anestezi gerektirmez; lokal anestezi ve hafif bir sakinleştirici (sedasyon) altında hasta büyük bir cerrahi stresi yaşamadan konforla tamamlanır. Ortalama 30 ila 60 dakika süren bu yöntemin en büyük avantajlarından biri, iyileşme sürecinin son derece hızlı olmasıdır.
Hastalar tipik olarak bir gece hastanede gözlem altında tutulduktan sonra taburcu edilir ve birkaç gün içinde normal yaşamlarına dönebilirler.
Atriyal Septal Defekt (ASD) Kalp Deliği ve Kapatılması
Atriyal Septal Defekt (ASD), kalbin üst odacıkları olan sağ ve sol kulakçıklar (atrium) arasındaki duvarda (septum) doğuştan bir delik bulunması durumudur. Bu açıklık, sol kulakçıktaki oksijence zengin kanın sağ kulakçığa geçmesine neden olur.
ASD, yetişkinlik döneminde en sık karşılaşılan doğumsal kalp hastalıklarından biridir ve tedavi edilmediğinde daha önce bahsettiğimiz kalp büyümesi, ritim bozuklukları ve pulmoner hipertansiyon gibi ciddi sorunlara yol açabilir.
Ancak her ASD vakası ameliyatsız yöntemle kapatılmaya uygun değildir. Transkateter kapatma işleminin başarısı, deliğin tipine, büyüklüğüne ve konumuna doğrudan bağlıdır. "Sekundum ASD" olarak isimlendirilen ve en sık görülen tipi, genellikle ameliyatsız tedavi için en ideal adaydır.
Cihazın güvenle yerleşebilmesi için deliğin etrafında yeterli sağlamlıkta bir kenar dokusunun ("rim") bulunması kritik öneme sahiptir.
Uygun olarak seçilmiş sekundum ASD hastalarında, transkateter kapatma işlemi artık altın standart tedavi yöntemi olarak kabul edilmektedir. Daha önce detaylandırılan "şemsiye" yöntemi ile delik kalıcı olarak kapatılır. Bu sayede açık kalp ameliyatının riskleri ve zorlu iyileşme süreci olmadan, hastanın kalbindeki anormal kan geçişi durdurulur.
İşlem, kalbin normal fonksiyonlarına dönmesini sağlayarak gelecekteki komplikasyonları etkin bir şekilde önler.
Sonuç
Ameliyatsız kalp deliği kapatılması, özellikle sekundum ASD gibi uygun vakalarda, günümüz kardiyolojisinin sunduğu en önemli hasta dostu gelişmelerden biridir.
Açık kalp ameliyatının getirdiği büyük cerrahi kesi, uzun hastane yatışı ve haftalar süren iyileşme sürecinin yerini; kasıktan yapılan küçük bir işlemle, genellikle sadece bir gecelik yatış ve birkaç günlük istirahat almıştır.
Bu modern yaklaşım, hastaların tedavi sürecini hem fiziksel hem de psikolojik olarak çok daha konforlu bir şekilde tamamlamasını sağlamaktadır.
Ancak unutulmamalıdır ki, her kalp deliği bu yönteme uygun olmayabilir ve tedavinin başarısı doğru tanı ve titiz bir hasta seçimi ile başlar. Bu nedenle, deneyimli bir kardiyolog tarafından yapılacak detaylı bir ekokardiyografik değerlendirme hayati önem taşır.
Eğer sizde veya bir yakınınızda kalp deliği şüphesi varsa veya teşhis konulduysa, durumunuzun ameliyatsız kapatma işlemine uygunluğunu öğrenmek ve en güncel tedavi seçenekleri hakkında bilgi almak için Samsun Kalp Doktoru kliniğimize başvurabilirsiniz. Sağlıklı bir kalp için atılacak doğru adımlar, yaşam kalitenizi doğrudan etkileyecektir.
Sık Sorulan Sorular
Ameliyatsız kalp deliği kapatma işlemi ne kadar sürer?
İşlemin kendisi genellikle 30 dakika ile 1 saat arasında sürer. Hazırlık ve işlem sonrası takip süreciyle birlikte toplamda birkaç saatlik bir zaman diliminden bahsedilebilir. Hastalarımız genellikle işlemden bir gün sonra taburcu edilmektedir.
İşlem sırasında ağrı veya acı hisseder miyim?
Hayır. Ameliyatsız kalp deliği kapatma işlemi, genel anestezi veya derin sedasyon (hastayı uyutan ve rahatlatan ilaçlar) altında yapılır. Bu sayede işlem boyunca herhangi bir ağrı ya da acı hissetmezsiniz. İşlem sonrası kasık bölgesinde hafif bir hassasiyet olabilir ancak bu durum kısa sürede geçer.
Her kalp deliği ameliyatsız yöntemle kapatılabilir mi?
Ameliyatsız kapatma yöntemi her hasta için uygun olmayabilir. Deliğin boyutu, kalpteki konumu ve kenar dokularının yeterliliği gibi faktörler, bu yöntemin uygulanabilirliğini belirler. Doç. Dr. Sefa Gül, yapacağı detaylı ekokardiyografi (EKO) incelemesi sonucunda deliğinizin ameliyatsız tedaviye uygun olup olmadığını size net bir şekilde bildirecektir.
Kasıktan yapılan bu işlemin riskleri var mıdır?
Her tıbbi girişimde olduğu gibi bu işlemde de çok düşük de olsa bazı riskler mevcuttur. Ancak bu riskler, açık kalp ameliyatına kıyasla oldukça azdır. Olası riskler arasında kanama, cihaza karşı alerjik reaksiyon veya cihazın yerinden oynaması gibi durumlar sayılabilir. Doç. Dr. Sefa Gül ve tecrübeli ekibi, bu riskleri en aza indirmek için gerekli tüm önlemleri almaktadır.
İşlemden sonra vücudumda kalacak olan cihaza (şemsiye/yama) alışmam ne kadar sürer?
Kalbe yerleştirilen bu cihaz, özel bir alaşımdan yapılmıştır ve vücut ile tamamen uyumludur. İşlemden kısa bir süre sonra kalp dokusu cihazın üzerini kaplar ve cihaz vücudun bir parçası haline gelir. Hastalar bu cihazın varlığını hissetmezler ve günlük yaşamlarında herhangi bir kısıtlama yaratmaz.
Ameliyatsız kalp deliği kapatma işlemi sonrası nelere dikkat etmeliyim?
İşlem sonrası ilk birkaç gün ağır fiziksel aktivitelerden kaçınmanız istenir. Doç. Dr. Sefa Gül, size özel olarak kan sulandırıcı ilaç kullanımı gibi konularda detaylı bilgi verecektir. Genellikle hastalarımız bir hafta içinde normal günlük yaşamlarına ve aktivitelerine tamamen dönebilirler.
Bu işlem SGK (Sosyal Güvenlik Kurumu) kapsamında mıdır?
Evet, Samsun ameliyatsız kalp deliği kapatılması işlemi, gerekli tıbbi şartlar sağlandığında ve uygun raporlama yapıldığında Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) tarafından karşılanmaktadır. Kliniğimizde bu süreçle ilgili detaylı bilgilendirme yapılmaktadır.
İşlemden sonra ne kadar süreyle kontrole gelmem gerekir?
İşlem sonrası takip süreci, tedavinin başarısı için önemlidir. Genellikle işlemden sonra 1., 3., 6. ay ve 1. yılın sonunda ekokardiyografi ile kontroller yapılır. Doç. Dr. Sefa Gül, sizin durumunuza özel bir takip programı oluşturacaktır.